Daha Mükemmel Ne Olabilir ki? - 2. Bölüm

Öncelikle şunu söyleyeyim, bu ilk hikayemin başk abir türü olacak. Daha gerçekte hayal ettiğim gibisi yani. Ve ilk 2-3 bölüm biraz sıkıcı olacak sonra ana konuyaa geçilecek. İlk 2-3 bölüm tarihçe gibi bir şey. Umarım beğenirsiniz. (:

1. Bölüm

M.Ö. 1532

"Bu duvarın dışında ne var acaba? Daha önce hiç giden olmamış mı?" Meraklı gözlerle duvarı süzdü. "Pek normal görünmüyor. Sen ne dersin?"

"Sana katılmıyorum, Piona. Ne olabilir ki? Alt tarafı bir duvar."

"Krallığımın her karış toprağını ince ince öğrenmeliyim Kriteo. Bu duvarın yıkılması gerekiyor. İşçilerini topla."

"Ama Piona, tehlikeli bir şey olabilir."

"O zaman Birlik Ordusu'nu da beraberinde getir. Bu duvar, yok edilecek." Gözleri birden parladı. Sesi ve duruşu o kadar etkileyiciydi ki Kriteo karşı duramadı.

"Emredersiniz, Kraliçem."

Uzun haftalar ve uğraşlardan sonra duvar bir türlü kırılamamıştı. Kriteo, Piona'nın vereceği tepkiden çok korkuyordu. O, onun Baş Veziri'ydi. Ancak bırak Baş Vezir'i, koskoca ordu bile bir duvarı yıkamamıştı. Bir ay sonra Piona tekrar duvarın önüne geldi.

"Demek kıramadınız."

"Hayır, Kraliçem. Çok-"

"Şştt..." dedi Piona ve Kriteo'yu susturdu. Daha sonra elini duvarda gezdirdi. "Bu sihirli bir duvar, ancak sihirli bir güç bu duvarı yok edebilir."

"Kraliçem, sihirli güçlerinizi-" Piona Kriteo'yu tekrar susturdu. "Güçlerimin varlığından kimsenin haberdar olmasını istemiyorum Kriteo. Bu yüzden sessiz ol. Euphor Gezegeni sihrin varlığından haberdar olmamalı." dedi kendinden emin bir tavırla. "Güneşin batmasını bekleyeceğiz, etrafta kimse yokken gelip bu duvarı yıkacağız.

Gün batımından sonra duvarın oraya tekrar geldiler. Piona ellerini tekrar duvarın üstünde gezdirdi. "Prema akayo nemina kutsa!" Sihirli sözcükleri söylemesiyle bir elinden zarif ve parlak sarı ışıkların çıkması bir oldu. Kısa bir süre sonra duvar çatladı ve yıkıldı. Duvarın arkasında olan şey ise... Bambaşkaydı...




bu bölüm biraz kısa oldu heyecanlı yerde kesmek istedim xD

teşekkür ederiimm. (:
ama konusu böyle bir şey olmicak :D bu tarihçe :D

saol askoooommm

Süpersin Zöö.

takip ediyorum !
devamını bkliom

takip ediyorum !
devamını bkliom

saaooll

Çok karışık yapma o zaman.
Güzel olmuş, devam :)

Tatildeydim kusura bakmayın.

2. Bölüm

İlkel bir yer... Piona ve Kriteo bu ilkel yere doğru bir adım attılar. Bir adım daha ve bir adım daha. Arkalarına baktıklarında ise Euphor'dan, ana topraklarından eser yoktu. İlk başta korktular. Onların bu korkmuş halini gören biri yanlarına geldi. "Yardımcı olabilir miyim?" Piona şaşırmıştı, nerede olduklarını bilmiyordu, bulunduğu yerin kraliçesinin kendisi olup olmadığını da bilmiyordu. "Bu ilkel yer de neyin nesi?"

Adam şaşkın gözlerle Piona'ya baktı. "Burası Avustralya."

"Avustralya mı? O da ne?"

"Bir kıta, aynı zamanda bir ülke. Dünya'nın Güney kısmında yer alıyor."

"Kriteo, ne söylüyor bu adam?"

"Bilmiyorum Kraliçem." dedi Kriteo. O da korkmuşa benziyordu.

"Kıta? Ülke? Dünya? Neler söylüyorsunuz? Euphor'da değil miyiz? Ah Tanrı'm... Neler oluyor?"

"Hanımefendi, iyi misiniz?"

"Beni kralınıza götürün. Derhal."

Kısa bir tartışmanın ardından adam onu bölgenin yetkilisine aktardı.

"Sorununuz nedir hanımefendi?"

"Burası neresi? Neler oluyor? Krallığım neden bu halde?"

Adam Piona'nın bu halini çok komik bulmuştu ancak ondan korkmuştu da. Bu yüzden gülemiyordu.

"Krallık mı? Neden bahsediyorsunuz?"

"Bakın, ben Euphor Gezegeni'nin kraliçesiyim ve daha önce hiç ardına bakılmamış bir duvar buldum ve bu duvarı kırdırdım. Daha sonra burası karşıma çıktı ve geldim ancak arkaya baktığımda oradan eser yoktu!"

"Bayan, burası Dünya adında bir gezegen."

Böylece Piona evrende başka yaşamlar olduğunu da öğrenmiş oldu. Piona ülkenin başına Euphor hakkındaki her şeyi anlattı, sihirli güçlere sahip olduğunu da. Adam daha sonra bu sırrı herkese anlattı ve tüm dünya uzaylıların varlığından dolayı korktu. Her yerde uzaylılara karşı tehditler savruluyordu. Euphor halkı Dünya halkını tek bir hamlede yok edebilecek teknolojiye sahipti ancak bunu yapmak yerine hafızalarını silmeye ve dünyayla iletişimde olmak için sırrı sadece komşuları olan Avustralya'nın yöneticilerine söylemeye karar verdi. Ancak hafızalarını tek başına silemezdi. Bu durumda gezegeninin de yardımına ihtiyacı vardı ve sihirli güçlerini gezegeniyle paylaşmaya karar verdi. Böylece Euphorlu olan herkesin sihirli güçleri olmuştu artık. Dünyalıların bu yaptığından sonra Euphorlu olmanın veya Euphorlu biriyle akraba olmanın onur verici bir şey olduğunu düşünen Piona, herhangi bir Euphorlu'yla kan bağı olan -bu kan bağı Euphorlu kişiden gelmese bile- birinin de sihirli güçlere sahip olmasını sağlamıştı. Euphorlu olup da Dünya'yla ilişkisini kesmeyenler de dünyada Avustralyalı olarak bilinecekti ve gerçeği sadece Avustralya'nın büyükleri bilecekti.

Kankaa. Yazdıkların aşırı sürüklüyor beni. Gerçekten çok iyisin (y.

Devam devam devaaaam.