| | Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! | |
|
+7KriStewartKolik- ßasak!!ßsk!!Mona!.. zynp ~ Müqe iRem.. eternalmoon. Mew. 11 posters | |
Yazar | Mesaj |
---|
Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Paz Eyl. 06, 2009 5:05 pm | |
| - Spoiler:
tamam belki sıkıldınız ama napiyim yazmasını çok seviyorum bunu devam edicem xD fazla yer kaplamasın diye spoiler yapıyorum :D
*** Bir pazar günü akşamıydı... Yağmur çiseliyordu ve ben pencerenin kenarında usulca oturuyordum. Hayatımı düşünüyordum... Hayallerimdeki hayatımı... Çok ünlü biriyim, en yakın arkadaşlarımla bir grubumuz var... Tüm dünya bizi seviyor ve bizi konuşuyor... Angelina Jolie'ye taş çıkartıyorum... En sevdiğim ünlülerle kanka oluyorum... Konserler... Galalar... Ve bu hayallerimi bozan bir gök gürültüsü... "Lanet olsun!" diye iç geçirdim. Pencerenin kenarından kalkarak ders kitaplarıma doğru ilerledim. Ancak şeytan bu ya?! Her zamanki gibi takılıp düştüm ve bir ses duydum... Sandalyeye takılıp düşerken sandalye çalar saatime çarpıp onu kırmıştı. "Kahretsin! Neden bunlar hep beni buluyor!" Kalkıp toparlandım ve kırık parçaları bir kenarda topladım. Onları çöpe atmakla hiç uğraşamazdım. Kolumdaki eskiden bembeyaz olan şimdi kirlenmiş saate baktım. Saat 12.03'tü. İki saat önce yatakta olmam gerekiyordu... Ancak ben yine her zamanki hayallere dalmıştım. Hemen pijamalarımı giyip yatağa atladım. Düşüşüm yüzünden kitaplarımı da toplayamamıştım ve odam o an her şeyiyle birlikte çok dağınıktı. ***
Bölüm 1
*** Sabahleyin güneş ilk ışıklarıyla yüzümü aydınlattı. Perdeleri kapatmayı unutmuştum ve dolayısıyla sabahın ilk ışıklarıyla beraber uyandım. Sadece altı buçuk saat uyuyabilmiştim. Terliklimi giyerek ayağa kalktım. Tabi uykusuz olduğum için terliklerimi ters giydim ve pencereye doğru yürürken önceki geceden çok daha fena bir şekilde düştüm. Normalde olsaydı çok büyük bir sesle çığlık atardım ama bu öyle bir düşüştü ki ne hareket edebildim ne de sesimi çıkarabildim. En son sadece yakınlardan gelen ayak sesleri duydum ve birden etraf karardı.
Gözlerimi açtığımda daha önce hiç görmediğim bir yerdeydim. Gayet aydınlık bir yerdi. Etraftakiler önemli kişilere benziyorlardı. "Neredeyim ben?" dedim kendi kendime. Etrafta insanların konuşmalarından kaynaklanan uğultular vardı. Kimse beni görmüyordu. Daha sonra bir kız yanıma geldi. "Hey Gizem! Neden öyle duruyorsun?" Kız bana çok yakın davranıyordu. Sanki... Sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz gibi. "Lavoboya gitmek ister misin?" diye sordu. Konuşamıyordum. zar zor yutkundum ve yine zar zor cevap verdim. "P-peki..." Lavobaya doğru ilerledik ve vardığımızda dev aynalara bakarak ağzımı kocaman açtım. Tıkanmıştım. O kişi ben olamazdım. Üstümde saf ipekten bir elbise vardı ve gerçekten çok güzeldim! Kız yine bana seslendi. "Gizem iyi misin? Tuğçe'den Gizem'e! Tuğçe'den Gizem'e! Hadi diğerleri bizi bekliyorlar! Tören başlamak üzere!" İyice şaşırmıştım. "Ne töreni bu? Diğerleri kim? Bu yanımdaki kız Tuğçe de kim? Neden bana bu kadar yakın davranıyor? Ve en önemlisi benim burada ne işim var?!" Tabii bunları ona soramadım. Tuğçe elimden tuttu ve koşmaya başladık. Koşarken uzun düz açık kahverengi saçları dalgalanıyordu. Tören salonuna vardık. Tüm kameralar kapının önündeydi ve hepsi bizi çekmeye çalışıyordu. "Neden geç kaldınız? Neredeydiniz? Yoksa ödül alacağınızı mı unuttunuz?" gibi sorulara boğdular bizi. Tuğçe sinirlenerek cevap verdi. "Bu sizi hiç ilgilendirmez! Şimdi çekilir misiniz?!" İçeri girdik. İçeride birçok kişi vardı. Yüzlerine dikkatle baktığımda, en öndekiler Angelina Jolie ve Brad Pitt'ti. Arkalarında Leonardo Di Caprio, Tom Cruise, Orlando Bloom, Britney Spears, Madonna, Beyonce gibi birçok sanatçı vardı. Peki benim orada ne işim vardı? Kafamda milyonlarca soru vardı ve bunları düşündükçe başım acıyordu. Elimi başıma götürdüm ve sıvı bir şeyler hissettim. Daha sonra korkarak hemen indirdim. Ve bu olanların hepsi sadece bir saniyede oldu. Tuğçe beni çekerek yerimize oturttu. Bize özel bir yer ayrılmıştı. Canım çok yanıyordu ama nedenini bilmiyordum. Üşüyordum ama sıcacıktım. Özellikle başım çok acıyordu.
Birçok kişi ödül aldı. Ve sıra "En İyi Şarkıcı-Oyuncu Bayan Ödülü"ne geldi. Kimin alacağını çok merak ediyordum. Ashley Tisdale'ın almasını umuyordum ama ondan daha ünlü kişiler vardı. Ama kimin alacağını duyduğum an şok oldum. "Veee en İyi Şarkıcı-Oyuncu Ödülü'nün sahibiiiiiii Gizeeemm ******!!!" Salondan büyük bir alkış yüklendi. Yanımdakiler bana "Hadi git git!" yaptılar. Sanırım onlar "diğerleri"ydi. Salondakiler "Gizem! Gizem! Gizem!" diye tezahuratlar yapmaya başladılar. Ve giderek bu tezahurata tek bir kişinin sesine dönüştü. Bu ses çok tanıdıktı. "Gizem. Tatlım iyi misin?" Ama tanımadığım biriydi. Gözlerimi açtım. Hepsi bir rüyaymış. Ama o kadar gerçekçiydi ki! "Sayıklıyordun. Bir şey mi oldu?" diye sordu kadın. Etrafıma bakındım. Hastanedeydim. Elimi kafama götürdüğümde, gerçekten götürmüşüm ve elime gelen şey kanmış demek. "İki gündür baygın yatıyorsun tatlım." Kadına cevap vermeye çalışıyordum. Ama bunların hepsi içimdendi. Ona gerçekten cevap verdiğimi sanıyordum ama sadece içimden tekrar ediyordum. O anda hastanede olmamayı ve Tuğçe'nin beni gelip almasını diledim. En sonunda çok kısık sesle de olsa konuşabildim. "Sen kimsin?" ***
2. Bölüm
Gözleri donmuş bir şekilde bana bakıyordu. Çok şaşırmış gibiydi. "Tatlım... Tanımadın mı beni?" Cevap veremedim... Sadece zorlukla başımı sallayabildim... Kadının gözleri doldu. Yavaşça ayağa kalktı, başımı okşadı, beni öptü ve odanın diğer ucuna gitti. Her ne kadar sesini duyamasam da ağladığını hissedebiliyordum. Beyazlar içinde bir bayan içeri girdi. Hemşireydi sanırım. Kadına doğru ilerledi. "Hasta nasıl?" diye sordu. Kadın önce burnunu çekti, ağlayarak "Beni hatırlamıyor..." dedi. Bahsettikleri kişi ben miydim? O kimdi ki tanımam gerekiyordu? "Doktor bir süreliğine hafıza kaybı yaşayacağını söyledi. Düşüş onu çok etkilemiş." Evet benden bahsediyorlardı. Hafızamı mı kaybetmiştim? Nasıl olurdu bu? İçeri doktora benzer bir bey girdi. "Merhaba Aslı Hanım. Hastanın annesiydiniz değil mi?" Kadın gözyaşlarını silerek cevap verdi. "Evet Doktor Bey." Ne yani?! O kadın annem miydi?! Annemi hatırlamıyor muydum?! Birden geçmişimi düşünmeye çalıştım... Ama düşünemiyordum! Hiçbir şey hatırlamıyordum. Doktor bana yaklaştı. "Nasılsın bakalım küçük hanım?" Biraz sinirlendim. Ben küçük değildim! Ben tam... Şey yaşındaydım... Kaç yaşında olduğumu bile bilmiyordum. "Kahretsin!" dedim içimden. Ancak sinirlenecek durumda değildim. Sadece mırıldanabildim.
Annem diye bahsi geçen kadın ayağa kalktı ve yatağa doğru yaklaştı. Doktora doğru döndü. "Ne kadar sürecek bu durum?" Doktor düşündü. "Birkaç hafta falan sürer. Hastanın gelecekteki durumuna göre bu süre artıp azalabilir." Kadın doktorun gözlerinin içine bakarak titrek bir sesle konuşmaya çalıştı. Dudakları birbirine kenetlenmişti sanki. "İnşallah..." diyebildi sadece. Onları izlemekten dolayı gözlerim yorulmuştu. Biraz dinlenmeye karar verdim ve gözlerimi kapadım. Karşımda çok tatlı bir çocuk vardı. Gözleri masmaviydi. Elimi tuttu. "Ödül töreninde harikaydın." dedi. O da "diğerleri"nden biriydi sanırım. Gülümsedi ve bana çok sıcak bir şekilde baktı. Ev gibi bir yerdeydik. Ben de ona baktım. Bir süre sonra gözlerinin lens olduğunu fark ettim. Gerçek gibi duruyordu, lens olduğuna bin şahit isterdi diyebilirim! Daha sonra yüzü mükemmel olan bir kız geldi. Birbirlerini öptüler ve kız "Sonra görüşürüz Gizem!" dedi. Ayağa kalktılar giderlerken o erkek olan arkasına dönüp bana tekrar o sıcacık gülüşünü attı. Elele tutuşarak gittiler. Gerçekten çok yakışıklıydı! Ancak sanırım o yüzü mükemmel olan kızla çıkıyordu.
Biraz moralim bozuldu. Etrafta gezinmeye karar verdim. Ev fazla büyük değildi. 2 tane yatak odası vardı ve ikisinde de 4'er yatak vardı. Biri kız odası gibiydi diğeri ise erkek odası gibi. Kız odasına benzer olan odaya girdim ve son anda sarışın kıvırcık saçlı bir kızın dergi okuduğunu fark ettim. Aniden ödüm koptu ve çığlık attım. O da korkup çığlık attı ve birlikte bir harmoni oluşturduk. "Gizem ödümü kopardın! Gelsene bak Ödül Töreni'ndeki fotoğrafların var dergide." Kafamda binlerce soru vardı. Neredeydim? Bunca insan beni nereden tanıyordu? Ben onları neden tanımıyordum? Kimdi bunlar? Ödül Töreni'ne nasıl katıldım? Kız tam bir kokoşa benziyordu. Önce biraz çekindim konuşmaya. "Neden öyle garip bakıyorsun?" Bu soruyla kendime geldim. Meğersem bir dakika boyunca yüzüne boş boş bakmışım. Biraz utandım. Tam ağzımı açacakken tanıdık bir ses duydum. "BETÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜLLLLLLL!!!! Bir daha salonda cips yiyeceksen kırıntılarını toplar mısın?! sıkıldım artık temizlemekten!!!" Bu Tuğçe'nin sesiydi. Odaya daldı. "Off sen de yapma o zaman temizlik!!!" Tuğçe iyice sinirlendi. "Benden başka yapan yok ki!!! Sen bütün gün televizyon, dergiler; akşamları Mertle takılmalar. Gizem hanımın SBS'si var. İnci hanım zaten bütün gün sevgilisiyle tozutuyor! Erkekleri saymıyorum bile!!! Benim gibi birini de delirttiniz yaa!!! Her şey beklenir sizden!!!" Kapıyı çarparak dışarı çıktı. "Ay bu kız ne güzel en sakin olandı aramızda ne oldu şimdi buna ya?" Ben olaylara Fransız gözüyle bakıyordum... Hiçbir şey anlamamıştım... Aradan birkaç saat geçti ve ben Betül denen kızla birlikte bir sürü ünlü dedikodusu yaptım. O birkaç saatin sonunda o çocuğun sesini duydum. Gelmişlerdi ve sesi de çok tatlıydı. Ancak o yüzü mükemmel olan kızla konuşmalarını duydum ve ona aşkım dedi! O an cidden başımdan aşağı kaynar sular döküldü...
En son Gizefron <3 tarafından Paz Eyl. 13, 2009 12:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi | |
| | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Paz Eyl. 06, 2009 5:05 pm | |
| - Spoiler:
3. Bölüm
Çok büyük hayal kırıklığına uğramıştım... Her zamanki gibi... Hoşlandığım hiçbir çocuk benimle ilgilenmemişti... Bu yıllar önce de böyleydi, hala da böyle... Saat geç olmuştu. Kızların odasına girdim. Dört tane dolap vardı. Hangisinin benim olduğuna karar verememiştim. O sırada bir ses duydum. "Ne yapıyorsun burada Gizem?" Ani bir refkleksle arkama döndüm. Bu o yüzü mükemmel olan kızdı. Onu gördükçe kıskançlık ve sinir karışık bir duygu oluşuyordu içimde. "Aa şey ben de tam yatmak üzereydim ve..." Söyleyecek uygun şeyi bulamamıştım. "Pijamalarını mı arıyorsun?" Lafı tam ağzımdan almıştı. "Evet, elbette. Tabi ki! Başka ne olabilir ki?" Saçmaladığımın farkındaydım. Ama her şey çok yeni ve yabancıydı. Nasıl buraya geldiğimi bile bilmiyordum. "Dolabını açmak aklına gelmedi mi?" Bir dolaba doğru ilerledi, dolabı açtı ve içinden sarı bir pijama takımı çıkardı. "Al işte. Bugün biraz garip gibisin. Solgun görünüyorsun. İyi misin?" Önce ne diyeceğime karar veremedim. "İyi değilim çünkü senden nefret ediyorum ve seni görünce çok kötü oluyorum!" demek geldi içimden ama diyemedim... "Ah hayır... Şu SBS yüzünden... Çok az kaldı ya..." Yalan söylediğimi fark etmiş gibiydi. Gayet soğuk bir şekilde cevap vermişti. "Ah tabi, anlıyorum. Kardeşim de OKS'ye gireceği zaman böyleydi." Bananeydi onun kardeşinden? Umrumda mı sanki? Hem o kim oluyordu ki bana böyle soğuk davranıyordu! "Sonra görüşürüz." diyerek odadan çıktı. Sinirim gerçekten çok bozuktu. Kendini ne sanıyordu bu böyle? Sanki asil bir soydan gelmiş gibi. Olmadı prensesti sanki! Sinirli bir şekilde üstümü giyindim ve yattım.
Rüyamda o kızla kavga ediyorduk ve o çocuk onu bana tercih ediyordu. Ben ağlıyordum ve onlar oradan uzaklaşıyorlardı. Yine ağlayarak uyandım. Gözlerimi sildim. O kız yanımdaki yatakta yatıyordu. Yatağındaki şeyler bizimkilerden çok daha farklıydı. Burjuva gibiydi... Kalktım ve kimse uyanmadan o kızın dün bu pijamaları aldığı dolaptan bir şeyler çıkarıp giyindim. Çok şık mor bir bluz ve kot pantolondu giydiklerim. Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım ve saçımı taradım. Minik mor bir de toka taktım. Çok şirin olmuştum. Salona gidip televizyonu açmaya karar verdim. Bu saatte eski dizilerin tekrarı oluyordu genelde. Tam televizyon izlemeye dalıyordum ki bir ses duydum ve duymamla birlikte kalbim hopladı. "Günaydın! Erken kalkmışsın hayrola?" Bu oydu! Evet oydu! Kalbim yerinden çıkacak sanmıştım. Yanıma oturdu. "Ne izliyorsun?" diye sordu. Kalbim çıktı çıkacaktı. Elini elimin üstüne koydu ve çok tatlı bir şekilde gözlerimin içine baktı. "Hi-hiç... Sadece kanallıyordum gezileri..." Birden yüzüm dondu. O ise güldü. "Ay yanii kanalları geziyordum demek istemiştim." Bir kahkaha attı. "Tamam anladım da iyi misin?" Yüzünde dalga geçer gibi bir ifade vardı. Biraz bozuldum buna. "Seni daha önce kimseyi götürmediğim bir yere götürmek istiyorum." dedi. Kalbim çok daha hızlı çarpıyordu artık. "Tabii, olur!" dedim. İşe bak ya, çocukla aynı evde yaşıyorduk ama daha adını bile bilmiyordum!
Evden dışarı çıktık. 200-300 metre ileride yükseklerde bir yerde bir bahçe vardı. "Burası benim özel yerim gibi bir yer. Daha önce kimse buraya gelmemişti. Buradaki gecekondunun sahibinin. Ama küçüklüğümden beri onları tanırım. Aslında yaramazlık yapmıştım ve babamdan kaçıyordum. Gelip buraya saklandım ve buradaki amca bana yardım etti. O günden sonra buraya hep oynamaya ya da bir şey için düşünmeye gelirim onlar ise beni çok sıcak karşılarlar. Son günlerde de çok sık düşünmek için geliyorum. Düşündüğüm şey ise şu... Gözlerini kapatır mısın lütfen?" Kalbim artık çok daha hızlı atıyordu ve kalbimin orada olduğundan emin değildim. Beni öpecekti! Evet, evet bundan emindim! Ve...
4. Bölüm
"Ah! Üç gündür uyuyor..." Annem diye bahsi geçen kadının ağlayışı ile kendime geldim. Gözlerimi açamıyordum. Doktor soğuk bir tavırla cevap verdi. "Merak etmeyin iyileşecek." Sesi hiç moral verici değildi. Sanki hiç inanmıyormuş gibiydi. Her ne kadar onu tanımasam da içimde anneme karşı bir şeyler hissediyordum ve onun üzülmesine dayanamıyordum. Doktorun dışarı çıktığını hissettim. Kendimi toparlamaya çalıştım. Ancak hala gözlerimi açamıyordum. "A-anne..." Kadının büyük bir sevinçle ayağa kalktığını duydum. "Tatlım! Beni hatırladın mı?" Onu hatırlamıyordum ancak üzülmesine de dayanamıyordum. "Bi-biraz..." Sesim çok zor çıkıyordu ve daha fazla konuşamayacaktım. "Tatlım... Tatlım gözlerini açamıyor musun?" Odaya gelen ayak sesleri duydum. Yürüyüşünden çıkan sesten dolayı bir bayan -bir hemşire- olduğunu anladım. "Nasıl görünüyor?" diye sordu anneme. Annem burnunu çektikten ve derin bir nefes aldıktan sonra cevap verdi. "Beni hatırladı! Ancak gözlerini açamayacak kadar yorgun..." Hemşire garip bir tavırla sordu. "Çok garip. Günlerdir uyuyor ancak çok yorgun... Bu pek normal bir durum değil açıkçası..." Annemin yüzündeki ifadeyi tahmin edebiliyordum. Ağzı açık kalmış bir biçimde hemşireye bakıyordu. "Doktor beyle bu durumu görüşeceğim Aslı Hanım. Siz de çok yoruldunuz. İsterseniz siz de dinlenin biraz." Annem cevap vermekte pek geç kalmadı. Beni gerçekten seven birilerinin olması hoş bir şeydi. "Ha-hayır! Burada kalmak istiyorum! Bebeğim iyileşene kadar." Hemşire soğuk bir tavırla -tıpkı doktor gibi- konuştu. "Peki, ancak biliyorsunuz. Burası özel bir hastane ve..." annemin bu sefer sesi çok soluk çıkmıştı. "Merak etmeyin... Paranızı ödeyeceğim en kısa sürede." Hemşire gülümseyerek serumumu yeniledi ve odadan çıktı. Sinirim çok bozulmuştu. Annem bu haldeyken nasıl para soruyorlardı ki!
Annem ayakta mı duruyordu yoksa oturuyor muydu bilmiyorum ama düşüncelere daldığını hissedebiliyordum. "Anne..." diyebildim sonunda. Ve o anda oturduğunu fark ettim. Çünkü sesimi duyar duymaz ayağa kalktı. "Neler oluyor?" Annem içini çekti. Artık onun annem olduğuna daha da çok inanıyordum. "Bir şey yok tatlım. Hemşire bana durumunun psikolojik olabileceğini de söyledi. En kısa sürede bir psikolog gelecekmiş." Sinirlendim. "Ben deli değilim!" diye bağırmak geldi içimden ancak bunu yapamayacak kadar yorgundum... Sadece başımı oynatabildim. Karşı koyacak halde olmadığım için onaylar gibi yapmıştım. Aslında son zamanlarda olanlardan dolayı bir psikologa hayır diyemezdim. O çocuk hiç aklımdan çıkmıyordu. Ama hayal mi gerçek mi bilmiyordum bile! O simsiyah saçları, -lens bile olsa- masmavi gözleri ve o nane kokulu nefesi... Beni kendine her geçen saniye daha da çok çekiyordu. Ama o tam beni öpecekken bu lanet hastaneye tekrar gelmiştim! "Kahretsin!" dedim tekrar içimden. Onu düşündükçe aklıma o gıcık kız geliyordu. Aslında tam ona göreydi! O da mavi gözlü ve simsiyah saçlıydı ve onun da nefesi mükemmel kokuyordu. O kızdan eskisinden daha da çok nefret etmeye başladım!
Kararımı vermiştim... O çocuğa açılacaktım. Ne derse desin umurumda bile değildi. Sadece söyleyecektim. Belki o da benden hoşlanıyordur. Sadece o kız güzel olduğu için onunla birlikteymiş gibi yapıyordur. Ne olursa olsun açılacaktım. Eğer o da beni seviyorsa ve ileride çıkarsak o kızın yüzünün ne hale geleceğini çok merak ediyordum! Tam bir kapak olacaktı! Bana kimse öyle davranamaz! Ama neler saçmalıyordum ki ben? Onların hayal mi yoksa gerçek mi olduklarını bile bilmiyordum... Bunları düşünmek ve yaptığım konuşmalar beni daha da çok yormuştu. Biraz dinlenmeye ve hiçbir şey düşünmemeye karar verdim. Ancak olmuyordu. Kafayı yiyecektim. Biraz sakinleşmeye çalıştım. Bu sefer başaracaktım. Tam dalmak üzereydim ki bir kağıt hışırtısı tüm her şeyi bozdu...
| |
| | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Paz Eyl. 06, 2009 5:06 pm | |
| - Spoiler:
5. Bölüm
"Ta daa!!!!" dedi bir ses. Gözümü açtım ve o çocuğun beni getirdiği yerdeydim. Karşımda da o vardı. Elinde bir kağıt vardı. Üstünde ise bir kız ve bir erkeğin öpüştüğü bir resim vardı. "Bak bu kız İnci, erkek olan da benim. İşte hep bunu gerçekleştirmek istemişimdir. Senin de fikrini almak istiyorum." Bu sefer daha da kötü olmuştum. Neden hiçbir zaman sevdiğime kavuşamıyordum? Neden hep "İnci" gibi kızlar onları kapıyordu? Demek adı İnci'ymiş. Yüzü adı gibi olabilir ama içi değil! Kendini beğenmişin teki! Sanki prenses hazretleri! Farkında olmadan bozulmuş bir şekilde cevap verdim. "Güzel olmuş..." Alaycı bir biçimde güldü. Bu gülüşten nefret ediyordum! Ondan da! Herkesten! Her şeyden! "Resmi kastetmiyorum! Sence ona açılayım mı?" Hiçbir şeyi düşünemeyecek kadar üzgündüm. "Sen bilirsin..." diyebildim sadece. "Ben üşüdüm gidelim mi?" Şaşırmıştı. Hava 29 dereceydi ama ben üşüyordum. "Gizem iyi misin? Hava 29 derece!" Biraz düşündüm ve cevap verdim. Nasıl olsa o beni tanıyordu. "Beni bilmez misin? Çok üşügeçimdir." Tekrar alaycı bir şekilde güldü. Bir daha o şekilde gülerse kafasını parçalayacaktım! "Doğru. Hadi gidelim." Tekrar gülümsedi. O gülümseyişi görünce resmen eriyordum ve tüm nefretim geçiyordu. Yolda yürürken omzunu koluma attı. Ondan çok hoşlanıyordum ama o bana sadece, "arkadaşça" davranıyordu. Hatta bir arkadaştan daha da yakın. Ama kesinlikle sevgili olarak değil...
Sonunda eve vardık. "Ben biraz odaya çekilip düşüneceğim. Hiç yardımcı olmadın ama sağol yine de." Bu sefer daha normal bir şekilde güldü. O gittikten sonra ben de gitarların olduğu yerle salonun birleştiği mermere oturdum. Düşüncelere daldım. Nasıl hiçbir erkeği elde edemediğimi düşündüm. Tam hayalimdeki erkeğin nasıl biri olacağını düşünürken bir ses ile kendime geldim. Ve o sesi duyar duymaz tüm sinirler içime doldu. "Ne yapıyorsun bur'da? Bir şey mi oldu? Kara kara ne düşünüyorsun?" İnci denen o gıcık kız gelip yanıma oturdu. Ona ne ya?! "Sabah Barış ile birlikte gittiğinizi duydum. Ne oldu? Bir şey mi yaptı? Gidip döveyim mi?" Barış mı? Adı Barış mıymış? Çok güzel bir isim... Peki bu İnci neden bana yakın davranıyordu? "Ne oldu kızım anlatsana!" Sesi hala soğuktu ama çok yakındı. "Bir şey olmadı. Biraz yorgunum sadece." Yüzünde bir gülümseme belirdi. "Ha anladım! Senin canın sıkılıyor ve kimse seni takmıyor! Tamam söz bugün tüm kızlar toplanıp bugün seni alışverişe götüreceğiz!" Neden böyle davranıyordu? Daha geçen gün çok soğuktu. "Hayır sağol istemiyorum..." Yüzünü buruşturdu. Hala asilliğini ve sesinin soğukluğunu koruyordu ama iyi davranıyordu. "Sana gerçekten bir şey olmuş! Ateşin falan mı var?" Elini alnıma koyup ateşime baktı. Elini çektim ve bağırarak cevap verdim. "Beni rahat bırak!" Kalkıp odaya gittim. Birden gördüm ki yanlışlıkla erkeklerin odasına gelmişim. Bu odaya ilk defa giriyordum. "Hey Gizem ne oldu? Bir şeyini mi kaybettin?" İki tane erkek vardı. Konuşan sarışın ve mavi gözlüydü. Saç rengi aynı Dylan Sprouse'ınki gibiydi. Hoş bir çocuğa benziyordu ama aşık olabileceğim şekilde değildi. O da bana çok iyi davranıyordu. Diğeri ise esmerdi. O henüz konuşmamıştı. "Dilini mi yuttun kızım?" Bu sefer esmer olan konuştu. Aynen Betül'e baktığım gibi onlara da boş boş bakmıştım.
"Aaa hiç şey... Sadece şey için gelmiştim..." Sarışın olan hemen atladı. "Ne? Kahvaltı mı hazır yoksa? Yaşasıın!!!!" Yatakların üstünden zıplayarak mutfağa doğru ilerledi. "Ah bu Selim'in açgözlülüğü ne olacak böyle?" Esmer olan konuştu. Onun gözü renkli değildi. Kahverengiydi bu yüzden rahatlamıştım. Bu evdekilerin yarısından çoğu renkli gözlüydü! "Ah evet ben ona gidip bir bakayım!" Mutfağa gittim. Mutfak ve salon birleşikti. İnci bir koltukta oturup dergi okuyordu. Selim ise cips yiyordu. Benim geldiğimi gördü ve bana kötü kötü bakmaya başladı. Cidden çok komik duruyordu. "Yalancı! Kahvaltı falan hazır değil!" Sıkıntılı bir şekilde cevap verecektim ancak bu eve biraz olsun alışmaya karar verdim. İyi insanlara benziyorlardı. "Ben kahvaltı hazır demedim ki sen kendin atladın!" diyerek güldüm. İnci geçen günkünden daha da suratsızdı. Ufak bir teori geliştirmiştim: Ben kötü davrandığım zamanlar o da bana kötü davranıyordu. Gidip Selim'in ayaklarını düzelttim ve onu yatar bir halden oturur bir hale soktum. Daha sonra yanına oturdum. O cipsini yiyip televizyonunu izlerken ben düşüncelere daldım. İnci aslında yapısı gereğince haklı olabilirdi. Her insan bir olmaz. Ben kötü davrandığım zamanlar o da belli ki kötü davranıyordu. Çünkü bu sabah çok iyiydi. Daha sonra yüzümü yıkamaya karar verdim ve lavabonun yerini aramaya koyuldum. Ev fazla büyük değildi o yüzden rahatça bulabilirdim. Koridorun ordan geçiyordum ve ani bir şey oldu. "Aaaaaah!"
6. Bölüm
Biriyle çarpışmıştım. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda sanki bu dünyada değilmişim gibi hissettim. Gözleri gerçek olamayacak derecede mükemmel bir yeşildi! Saçları ise bambaşka bir güzellikteydi. Bir civcivi andırıyordu. O sarı saçlar ve o yeşil gözler birbirini mükemmel bir şekilde tamamlıyordu. Yüzü ise apayrıydı! Yüzü hepsinden mükemmeldi! Onu görür görmez Barış'ın varlığını bile unutmuştum. "Önüne baksana be bücür!" Sesi ise insanları başka bir dünyaya götürüyordu. İnsana ninni gibi geliyordu. Her ne kadar mükemmel bir sesi olsa da bu lafın altında kalamazdım! Ama boğazım düğümlenmişti ve hiçbir şey söyleyememiştim. O yüzü asla unutamazdım! Onu şimdilik boş verip lavaboya gitmeye karar verdim. Elimi yüzümü yıkadım. Suyun serinliği bana canlılık katmıştı. İnci'den özür dilemeliydim. Evet bunu yapmalıydım! Gidip onunla konuşacaktım. Salona doğru ilerledim ve bunu yaparken daha önce hiç fark etmediğim bir şey dikkatimi çekti. Evin duvarları ve yerleri çok sadeydi. Bunu daha sonra ev arkadaşlarımla konuşmalıydım. Sonunda salona vardım. Tüm cesaretimi toplayarak prenses görünümlü Bayan Asil'in yanına gittim. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım. "İnci, bir dakika konuşabilir miyiz?" Elindeki derginin sayfalarının arasına parmağını koydu ve soğuk bir şekilde cevap verdi. "Ne konuşacağız?" Bu ses tonuna sinir oluyordum ama sakin olmalıydım. "Tuvalette konuşalım." Ayağa kalktı ve beraber tuvalete gittik. "Açık konuşacağım!" dedim. Bunu söylerken yüzüne dikkatlice bakıyordum, o da bana bakıyordu. ve bir şey fark ettim. Demin çarpıştığım çocukla yüzleri çok benziyordu! İnci daha önce bir kardeşi olduğundan bahsetmişti sanırım bahsettiği oydu! Bence hala OKS'den çıkamamış gibi bir hali vardı. "Sana son günlerde biraz soğuk davrandığımın farkındayım. Ama bunun iki nedeni var. Birincisi sen de bana soğuk davranıyorsun. Sanki bir prensessin ve asil bir soydan geliyorsun! Ve ikincisi de başta Barış'tan hoşlanmıştım. Ve seni kıskandım. Ama artık ondan hoşlanmıyorum." Yüzüme sanki karşısında bir uzaylı varmış gibi bakıyordu. "Sen kimsin?" Ne demek sen kimsin? Asıl sen kimsin?! Hayatıma birden girdin ve seni tanımıyorum! Hiçbirinizi hatta. "Ben Gizem'im..." Kafasını salladı. "Hayır değilsin! Kesinlikle Gizem olamazsın! Çünkü evet ben bir prensesim! Asil bir soydan geliyorum. Bunu biliyorsun! Barış'ın beni sevdiğini ve benim de onu sevdiğimi biliyorsun! Yani gerçek Gizem bunları biliyor! Ve asıl sen çok garip davrandığın için ben sana öyle davranıyordum! Son günlerde çok garipsin ve bir şeylerden şüphelendim!"
Ses tonu o kadar nefret doluydu ki korkmuştum. Bir sürü şey söylüyordu ama benim kafam çok karışmıştı ve hiçbir şey anlamıyordum. "Hayır dur bak! Neler olduğunu hiç anlamıyorum! Sizi de tanımıyorum! Tek hatırladığım kötü bir şekilde düştüm ve sonra kendimi bir ödül töreninde buldum. Her gözümü kapattığımda bir hastane ve burası arasında geliş gidiş yaşıyorum! Hastanede annem diye bahsi geçen kadın, bir hemşire ve bir doktor var. Burada ise siz varsınız. Hastanede söylendiğine göre hafızamı kaybetmişim. Hiçbir şeyden haberim yok!" Nefes nefese kalmıştım. Yüzüme garip garip bakıyordu. "Gizem sen iyi değilsin! Annen şu an evde. Ve biz de bir müzik grubu olarak bu eve taşındık sürekli birlikte beraber olmak için! Ve sen uzun bir süredir ailenin evinde kalmıyorsun! Ayrıca kuzenlerini ve arkadaşlarını mı tanımıyorsun?" Kuzen mi? İyi de benim bu kadar çok kuzenim yok ki? "Hayır gerçekten sizi tanımıyorum!" Lafı geçiştirmeye çalıştı. Ama bu önemli bir konuydu! "Peki peki araştıracağım bu konuyu. Ama bundan kimseye bahsetme çünkü seni deli zannederler!"
Lavabodan çıktık ve tekrar salona gittik. Selim hemen atladı. "Ne oldu ne konuştunuz?!" Bu Selim saf bir çocuğa benziyordu. "Hiç, mezuniyette ne makyajı yapayım diye sordum İnci'ye." dedim. "Ay! Tamam tamam sormadım farz edin!" Gülmemek elde değildi. Demin çarpıştığım çocuk herkesten ayrı bir yerde oturup dergi okuyordu. Gerçekten çok sevimliydi. Duruşları, seslerinin tonu, yüzleri İnci'yle çok benziyordu! Birden gözlerini benim olduğum tarafa doğru kaldırdı. O gözlere bakmaktan kendimi alıkoyamamıştım. Birden herkes yerinden fırladı. O'nun dışında...
En son Gizefron <3 tarafından Paz Eyl. 06, 2009 5:07 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Paz Eyl. 06, 2009 5:07 pm | |
| - Spoiler:
7. Bölüm
Sonunda onun gözlerine bakmayıp da gerçek dünyaya döndüğümde herkesin kızların odasına doğru koştuğunu fark ettim. Ben de oraya doğru koştum ancak O kıpırdamamıştı bile. Sabahleyin erkeklerin odasında gördüğüm esmer çocuk konuştu. "Ne oldu neden dipsiz bir kuyuya düşmüş gibi bağırdın?" Betül korku dolu gözlerle yatağın üstünde bir şeyi işaret ediyordu. "B-b-b-b-b-ö-c-eek!!!!!!! H-hem de kocaman!!!!!!!!!!!!!!" Betül'ün bu halini gördükten sonra onun da benim gibi olduğunu anladım ve hemen Barış'ın arkasına saklandım. Gerçekten yerde kocaman bir böcek vardı ve görüntüsü bile midemin kalkmasına yetmişti. Herkes "Bunun için mi yaygara kopardın?!" diye tartışırken Tuğçe araya girdi. "Tamam sakin olun..." diyerek parmağını uzattı ve böcek parmağına çıktı. "Gel bakalım ufaklık. Ay ne kadar tatlısın sen! Gel seni bahçeye bırakayım!" Gözlerim faltaşı gibi açılmış bir halde Tuğçe'ye bakakaldım. Tuğçe yanımdan geçti ve böceğin yüzünü gördüm! O sırada benim yerimde kim olsaydı aynı şey başına gelirdi!
Böceği gördükten sonra bayılmıştım ve gözümü açınca nerede olacağımı tahmin etmekte hiç güçlük çekmemiştim. Yine hastanedeydim. Yanımda hemşire vardı. "Doktor Bey Doktor Bey! Hastamız uyandı. Psikolog Hanım gelebilir." Psikolog mu? Ne psikologu? Ah doğru ya! Annem bahsetmişti. "Merhaba Gizemciğim. Biliyorum çok ani oldu ama saatlerdir buradayım ve işlerim var." Yine çok yorgundum. "Önemli değil." diyebildim sadece. Kadın çok sıcak davranıyordu. "Ben Psikolog Duygu. Bana Duygu dersen sevinirim." Gülümsedi ve gerçekten çok içten bir gülümsemeydi. "Peki, Duygu." Bu isim bana çok tanıdık gelmişti. Nedenini bilmiyordum. "Şimdi seninle bir hatırlama çalışması yapalım. Eşyalarla başlayalım." Elinde bir sürü kart olduğunu fark ettim. Kartlardan birini gösterdi. "İlk eşyamız televizyon. Sana neler hatırlatıyor?" Biraz düşündüm. Kafamı gerçekten çok zorluyordum ve başım ağrımaya başladı biraz. "Sarışın uzun saçlı bir kız... Işıklı isim yazan levha gibi bir şeyin önünde gülüyor..." Duygu düşündü. "Peki kaç yaşlarında?" Gözlerimi sıktım. "Bilmiyorum..." Duygu başını salladı. "Peki... Bilgisayar, sana ne anımsatıyor?" Biraz düşündüm. Gözümün önünden iki tane çizgi kız geçti. "İki tane çizgi karakter gibi kız." Biraz daha kastım. "Vee yeşil adamımsı bir şey." Duygu yorulduğumu hissetmişti. "İstersen biraz dinlen Gizemciğim." dedi. "Teşekkürler." dedim ve gözlerimi kapattım.
Uyandığımda koltukta yatıyordum. İnci, Barış, Selim, Tuğçe, Betül ve esmer çocuk yanımdalardı. Ama O yoktu. Neden olsun ki zaten? Hepsi bir ağızdan "İyi misin?" diye sordular. "Evet sanırım..." dedim. "Böceği görmek beni biraz ürpertti. İzninizle odaya gitmek istiyorum." Kızların odasına gittim ve orada bir bilgisayar olduğunu -daha yeni- fark ettim! Tabii ki de her ne kadar hiçbir şey hatırlamasam da içgüdülerime karşı koyamayarak açtım. Önümde bir pencere açıldı Windows Live Messenger diye. Kayıtlı olan adreslere baktım. Ne olduğunu bilmediğim halde kullanmayı biliyor gibiydim. Dört tane kızların adının olduğu adres, dört tane de farklı adresler vardı. İçinde benim adımın geçtiği adrese tıkladım ve girdim. Arkadaş listesinde kimse yoktu. Ancak bine yakın mail vardı. Bir bakayım dedim. Bir tanesini açtım. Şu yazıyordu.
"Merhaba Gizem! Ben Mehtap! Ben de senin gibi on üç yaşındayım!!! Senin ENNNNN büyük hayranlarından biriyim! Her şeyini takip ediyorum! Bir sorum olacak. Eski eşyaların satışa çıkacak mı? Eğer çıkarsa mutlaka alırım! Ve bir sorum daha olacak. Kliplerde hep birliktesiniz ya, Cenk ile aranızda bir şey var mı yoksa sadece kliplik mi? Sorularımı cevaplarsan çoooook sevinirim!
Seni en çok seven fanın!!"
Fan mı? Ne fanı? Ben... "İnanamıyorum doğru ben bir ünlüyüm!!!" dedim kendi kendime. Ve bu da fanlarımdan birinden gelmişti. Gerçekten çok mutluydum. Diğer maillere de baktım. Hepsi buna benzer fan mailiydi! İlk önce Mehtap'a mesaj yazmak istedim ama bahsettiği kişinin kim olduğunu bile bilmiyordum. Bilgisayarı kapattım. Ayağa kalktım. Ancak ani bir hızla yere çarpacakken kendimi yumuşak bir yerde hissettim.
| |
| | | eternalmoon. Süper Üye
Yaş : 26 Mesaj Sayısı : 489 Puan : 43 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : İstanbul xD Lakap : Emoş, Emo, Miyop, zekzek, zekican, kaka, vaka
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 350
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Paz Eyl. 06, 2009 5:10 pm | |
| Voov harika! 7. Bölüm süper Oayları şimdi çakmaya başladım Buarada tek mesaj halinde atamazmıydın xD | |
| | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| | | | eternalmoon. Süper Üye
Yaş : 26 Mesaj Sayısı : 489 Puan : 43 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : İstanbul xD Lakap : Emoş, Emo, Miyop, zekzek, zekican, kaka, vaka
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 350
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Paz Eyl. 06, 2009 5:19 pm | |
| Hıı ok Yeni bölüm ne zaman Bende senin bu senaryona bayılıyorum nan xD | |
| | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| | | | eternalmoon. Süper Üye
Yaş : 26 Mesaj Sayısı : 489 Puan : 43 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : İstanbul xD Lakap : Emoş, Emo, Miyop, zekzek, zekican, kaka, vaka
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 350
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Paz Eyl. 06, 2009 5:56 pm | |
| Ben ben ben! | |
| | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Paz Eyl. 06, 2009 6:03 pm | |
| tamam duygu, emine, başka? xD | |
| | | iRem.. Özel Üye
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 502 Puan : 30 Kayıt tarihi : 05/09/09 Nerden : EmreayDın^ımın kalbinden <3
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 300
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Paz Eyl. 06, 2009 6:09 pm | |
| Bide Beeen!! Ayrıca süperr :D +1 | |
| | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| | | | Müqe Aktif Üye
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 186 Puan : 5 Kayıt tarihi : 04/09/09 Lakap : Müqedepp
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| | | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| | | | zynp ~ Süper Üye
Yaş : 27 Mesaj Sayısı : 326 Puan : 13 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : İzmir
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Ptsi Eyl. 07, 2009 1:40 pm | |
| Çok güzeeel 8. bölümü ne zaman yazacaksın? | |
| | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| | | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Ptsi Eyl. 07, 2009 6:18 pm | |
| 8. Bölüm
Kendimi çok garip hissediyordum… Bulunduğum yer bana normal zamandakinden çok daha yabancı gelmişti… Yumuşak bir yere çarpmamıştım. Yumuşak iki kol beni tutuyordu. Bu O’ydu. Bana çok yabancı gelmişti. İnci bana onları daha önce tanıdığımı söylemişti ama… Tanımıyordum! Hafızam yerine gelmişti! Annemi ve arkadaşlarımı hatırlıyordum! Ama buradakileri değil! “Biraz daha dikkatli olsana!” Kesinlikle Barış’tan daha iyiydi! Dilim tutulmuştu. Ama bu sefer konuşacaktım! “Dikkatsizlik benim genel adımdır sen bilmiyorsan ben n’apabilirim? Senin bur’da ne işin var peki?” Benimle eğleniyor gibi bir hali vardı… “Seni beyin kanaması geçirmekten kurtarıyorum ve böyle mi teşekkür ediyorsun?” Önce tip tip baktım. “Ve bu seneki Dünyadaki En Gıcık İnsan ödülünü 25. kez üst üste kazanaaann…” sözüm yarım kalmıştı… Adını bilmiyordum! “Evet devam et?” Bakışları çok alay ediciydi. Bozuntuya vermedim. “Sensin işte! Şimdi çık odamdan!” Tıpkı Barış gibi ama daha da alay edici bir tonda güldü. “Topum buraya sızmış onu almaya gelmiştim. Şimdi gidiyorum koca kafa.”
“İyi defol… Top kafa!” Tam hayal ettiğim erkek tipiydi… Sarışın, yeşil gözlü, basketbolcu ve artist!
“Gizeeeeeeeemmmmm!!!! Öğle yemeği hazııııırrrrr!!!! On beş saniye sonra masada olmazsan yemeği kanepede yemek zorunda kalacaksın!!!!!” Hep birlikte 15ten geriye saymaya başladılar. “Tamam geliyorum!” Koşarak gittim.
“Iyh! Mantar sote mi?”
“Evet Cenk’in inadına yaptık! xD Tabi sen bundan yemeyeceksin. Senin için de makarna var.”
“Oh be! xD”
Her ne kadar garip bir durumda olsam da, gayet iyi insanlardı ve onları sevmiştim. Kahkaha dolu bir gün geçirdik. Akşam İnci’yi tekrar tuvalete çektim. “Konuşmamız lazım.”
“Tabii, ne konuda?” Duraksadım. “Sizi GERÇEKTEN tanımıyorum. Hafızam yerine geldi! Bundan eminim! Birçok şey hatırlıyorum ama o hatırladıklarım arasında siz yoksunuz!” İnci düşünceli bir şekilde baktı. “İşte bu günü bekliyordum yani hafızanın yerine gelmesini. Bu konuyu araştırdım ve bulduklarıma göre sen bizi tanıyorsun. Ama sen olan sen tanımıyorsun. Yani… araştırmalarıma göre boyutlar arası geçiş yaşıyorsun.”
Anlamamış bir şekilde ona baktım. “Büyük ihtimalle kuantumla ilgili bir şey ben de bilmiyorum. Daha önce böyle bir şey yaşamadım.” Yüzümü buruşturarak bir itirafta bulundum. “Şey aslında ben buna benzer bir yaşam hayal etmiştim. Ve insanların hayallerinin başka bir boyutta gerçekleştiğini duymuştum…”
“Bunu bu işi bilen kişilere soracağım. Ama sanırım öyle. O zaman bizim tanıdığımız Gizem de senin yerinde.” Biraz düşündüm. Sürekli uyuduğumu… Veya kaldığım yerden devam ettiğimi… “Hayır sanmıyorum… Çünkü burada olduğum zamanlar orada uyuyor oluyorum ve zaman geçiyor. Ama oradayken burada zaman geçmiyor…” İnci düşünceli bir biçimde karşı tarafa baktı. “İşler gerçekten karışık.” Ben de karşı tarafıma baktım. “Evet… Vee bana bir konuda yardımcı olabilir misin? Burada yaşadığıma göre, yani kısmen de olsa, kim olduğumu ve burada yaşayanların kim olduğunu öğrenebilir miyim?”
“Elbette. ^^ Sarışın kıvırcık saçlı kız; Betül. Doğadan nefret eder diyebiliriz. Asıl saç rengi siyah ve şekli dalgalı. Şıpsevdidir ve kokoştur. xD Ama çok iyi bir dosttur. ^^ Açık kahverengi, dalgalı saçlı kız; Tuğçe. Onu tanıyorsun sanırım. :D Çok iyi kalpli bir kızdır ve doğayla iç içedir! Bir hayvana zarar vermesi karşılığında dünyaları versen asla zarar vermez! :D Beni ve kendini tanıyorsun zaten. xD Barış’ı da biliyorsun. Benim erkek arkadaşım. Komik ve eğlenceli bir çocuktur. Sürekli espriler yapar. :D Sarı saçlı çocuk; Selim. Geçen günkü konuşmamızdan sonra yalan söylediğin çocuk. :D Pek bir özelliği yok. :D Esmer olan; Mert. O da komiktir ama Barış kadar değil. xD Vee kardeşim Cenk… Sarışın, yeşil gözlü olan… Görmüşsündür mutlaka… O bizim arkadaşımız değil aslında… Babam zorla gruba kattı onu. Biz ondan nefret ediyoruz, o da bizden… Kendini çok bir şey sanıyor… Tüm kızlar –onda ne buluyorlarsa- peşinde… Bildiğin filmlerdeki tiplerden işte…”
Cenk… Harika bir isim! Ama bir dakika yaa!! :S Mehtap’ın bahsettiği kişi değil mi o? Ben onunla mı dans ediyorum? şimdilik karakter dağılımı yapıcam. yeni karakterler gelince tekrar yapıcam xD
Gizem: Ben İnci: Emine Tuğçe: Betül:
En son Gizefron <3 tarafından Salı Eyl. 08, 2009 11:24 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | ßasak!!ßsk!!Mona!.. Aktif Üye
Yaş : 27 Mesaj Sayısı : 169 Puan : 2 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : AntaLya Lakap : Basosh,Tavşan!
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Ptsi Eyl. 07, 2009 7:13 pm | |
| | |
| | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Ptsi Eyl. 07, 2009 7:37 pm | |
| | |
| | | eternalmoon. Süper Üye
Yaş : 26 Mesaj Sayısı : 489 Puan : 43 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : İstanbul xD Lakap : Emoş, Emo, Miyop, zekzek, zekican, kaka, vaka
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 350
| | | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| | | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Perş. Eyl. 10, 2009 10:58 pm | |
| sadece 2 yorumcuk mu??? teşekkürler yani...
9. Bölüm
Aradan birkaç gün geçmişti… Eve bayağı bir alışmıştım. Hastaneye de hiç gitmemiştim. İçinde bulunduğum durumdan memnundum. Herkes beni seviyordu! Ama eski hayatımı da özlüyordum. Acaba daha başka arkadaşlarım var mıydı? Sanal arkadaşlarım bu hayatımda da var mıydı?
Bu arada en önemli etkeni söylemedim! Ben aslında 8. sınıfa giden, Doğa Koleji’nde okuyan derslerinde çok başarılı bir kızım. Hem eski hayatımda, hem de yeni hayatımda. Ancak büyülü bir şeyin etkisiyle yüzüm veya hiçbir şeyim değişmediği halde insanlar beni ünlü kimliğimle görüyorlar! İnci ve Cenk, dünyadan değiller. Bize göre uzaylılar. xS Onlara göre de biz uzaylıyız. xS
Dünyanın hemen yanında dünyadan birazcık daha küçük bir gezegen varmış. Bu gezegen uzaydan görünemiyormuş. Sadece yakınına gelinince görünebiliyormuş. Bu yüzden insanlar henüz bu gezegeni keşfedememişler. Sır olarak saklanıyor. xS Ve dediğim gibi bunlar uzaylı oldukları için büyü falan var. xD Ama öyle filmlerdeki gibi falan elini oynatıp yapmıyorsun sihri. =D Ve günlük hayatta da kullanılmıyor. =D Ve de oranın krallık ailesinin çocuklarılar. E ne yapalım? Bu boyutu ben yarattım. =D Ve küçüklüğümün hayalinden kalma bir boyut. =D Her neyse işte onlar bu gezegenden geliyorlar. Adını sormayı akıl etmedim nedense. :D Cenk’in gözlerinin güzelliğini de bu açıklıyor sanırım. =D
Her neyse, eski arkadaşlarım hala duruyor mu diye bir MSN’e gireyim dedim. Geçen gün girdiğim adresin fan maili olduğunu anladım. Kendi adresime tıkladım. Ve oturum açmamla bilgisayarın kasılması bir oldu! Birkaç dakika sonra bilgisayar normale döndü. Duygu, Derya, Sümeyye, Müge, Roysi, Esra, İrem, Ecmel, Mehtap, Zeynep, Emine, Deniz ve Başak aynı anda yazmışlardı! “Günlerdir neredesin?, Yüzünü gören cennetlik?, Yaşıyor musun?” vs. şeyler demişlerdi.
Gerçekten çok mutluydum! Eski arkadaşlarım duruyorlardı! Hayatım aynı eskisi gibiydi! Sadece daha mükemmeldi! Annemi aramak için can atıyordum! Hemen telefonumu kaptım. Duygu tam seksen yedi tane mesaj atmıştı. Yirmi beş kez de aramıştı. Bir ara hepsini okuyacaktım. Hemen rehberden annemin numarasını çevirdim. Bir süre konuştuk. Ona olanlardan bahsetmedim. Arkadan Kaan’ın sesleri geliyordu. Kaan bizim komşumuzun oğludur. =) Komşumuz ve annem çok yakın arkadaşlardır. Benim teyzem gibidir Melek Teyze. =) Onları da çok özlemiştim. En kısa sürede evime gitmek istiyordum. Evim… Bu kelimeyi duyunca aklıma hastanede bıraktığım perişan haldeki annem geldi! Bir şekilde ona burada gayet mutlu olduğumu söylemeliydim!
Ben tüm bunları düşünürken ve yaparken İnci geldi. “Gizem! Babam seni çağırtıyor!” Babası mı? O gezegenin kralı mı? Yani… eniştem mi? Bir kralın yanında nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. O benim annemin üvey kardeşinin kocasıydı… Annemin üvey kardeşi yani dedemin eski eşinden olan kızı. Kralı bekletmemek lazım. =D Açıkçası korkmuyorum da değil…
“Gizem. Seni buraya mühim bir mesele için çağırdım. İnci anlattı, sen boyutlar arası yolculuk ile buraya gelmişsin.” Biraz korkarak cevap verdim, gayet ciddiydi. “E-evet efendim.” Bir kahkaha koparttı. Tıpkı Cenk’in kahkahası gibi! “Efendim mi? Tabii sen o günleri bilmiyorsun. Aramızda bir resmiyet yok. Burası dünya değil. :D” Kendimi ezik bir halden düzgün bir hale soktum. “Şimdi… Bildiğin gibi bazı yöntemlerimiz var, bize ait, dünyada olmayan. Ve ben bu şekilde geldiğin boyutla bağlantıya geçtim. Oradaki ailene haber verildi. Birkaç gün boyunca yaptığın her hareketi izlediler. Burada mutlu olduğundan eminler. Şimdi bir karar vermelisin, eski hayatını mı istiyorsun? Yoksa burada yaşamaya devam mı edeceksin?” | |
| | | ßasak!!ßsk!!Mona!.. Aktif Üye
Yaş : 27 Mesaj Sayısı : 169 Puan : 2 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : AntaLya Lakap : Basosh,Tavşan!
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| | | | Mew. Global Moderatör
Yaş : 28 Mesaj Sayısı : 712 Puan : 30 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : Euphor ♥ Lakap : Gizzy, Giz, Zöö, Mew Cizem, Çizi, Gizi, Gizinaz, Deniz, Gizo, Lara
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Perş. Eyl. 10, 2009 11:17 pm | |
| | |
| | | ßasak!!ßsk!!Mona!.. Aktif Üye
Yaş : 27 Mesaj Sayısı : 169 Puan : 2 Kayıt tarihi : 04/09/09 Nerden : AntaLya Lakap : Basosh,Tavşan!
Kişi sayfası Uyarı: 0 Yarışma Puanı: 0
| Konu: Geri: Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! Perş. Eyl. 10, 2009 11:18 pm | |
| Gerçekleri söylemek kötü mü =D Gelsin ilham .. =) Devamıda gelirrr!! =D | |
| | | | Hayallerim ve Ben... 10. Bölüm Geldi! | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |